pinterest

30 Nisan 2009 Perşembe

KARABUĞDAY SALATASI



Karabuğdayı ilk defa geçtiğimiz salı günü Migros'ta gördüm ve denemek için aldım. Daha sonra internetten yaptığım araştırmalar sonucu çok faydalı bir bitki olduğunu öğrendim. www.karabugday.com sitesinde bir sürü faydası anlatılmış. Bu siteden kısaca alıntı yapmak istiyorum:

"1. Karabuğday İnsan Vücudunda İstenmeyen Kolesterolün Azaltılmasında Etkilidir.
2. Kalp Hastalıklarına ve Kansere Karşı Koruyucu Bir Bitkidir.
3. Karabuğday Karaciğerin Çalışmasını Kolaylaştıran Choline İhtiva Eder.
4. Yüksek Tansiyon ve Kansızlığa Karşı Korur.
5. Karabuğdayda bulunan besinler kan şekerinin kontrolüne katkıda bulunur.
6. Karabuğday'ın açlık duygusunu bastırmadaki etkisinin de en üst derecede olduğu saptanmıştır.

Japon araştırmacılar karabuğdayın vücudu rahatlattığını, iltihaplanmayı, aşırı terlemeyi, burun kanamasını iyileştirdiğini ve önlediğini ve bağırsakların fonksiyonlarının iyi bir şekilde devamlılığını sağladığını bildirmişlerdir."

Daha geniş bilgi için www.karabugday.com sitesini ziyaret etmelisiniz.

Ben de bu kadar faydalı bir bitki den ilk denemem de salata yapmaya karar verdim. Eşim ve ben bu salatayı beğendik. Umarım siz de beğenirsiniz.

Malzemeler:
1,5 su bardağı Karabuğday
Yarım demet Nane
Yarım demet Maydonoz
4-5 dal taze soğan
2 domates
Yarım Göbek salata
Limon
Tuz
Zeytinyağı
Nar ekşisi(İsteğe bağlı)




Yapılışı


Ben bir gece önceden karabuğdayı güzelce yıkadım ve tupperware'in Turunuc eko kabına koydum. Üzerine kaynar su döküp kapağını kapattım. Bu kabın özelliği kuru bakliyatları haşlar gibi ıslatır hem de kısa süre içinde . Geceden ıslatma fırsatınız yoksa biraz haşlayabilirsiniz.Suyunu süzüp soğutun.

Başka bir kaba göbek salatayı, naneyi, maydonozu vetaze soğanı ince ince doğrayın. Bir kaç ay önce koçtaş'tan plastik yeşillik doğrama bıçağı almıştım. aldığımdan beri onu kullanıyorum. Bu bıçakla yeşillikler deki vitaminler kaybolmuyor. Çok memnunum almak isteyenlere tavsiye ederim. Domatesleri çekirdeklerini alıp küçük küçük doğrayalım. Üzerine karabuğdayı ekleyelim.Tuz,limon ve zeytinyağı ekleyip karıştıralım. İsterseniz nar ekşisi de ekleyebilirsiniz.



Afiyet olsun...

27 Nisan 2009 Pazartesi

OFİSTE 24 NİSAN




Ofis arkadaşlarımla 24 nisan da öğlen bişiler yapmaya karar verdik. Perşembe günü tatil olduğu için herkes bişiler hazırlayabilecekti. Ben Brokoli salatası yaptım. Menümüzde katmer, kıymalı börek, patates salatası, mercimek köftesi ve ıslak kek vardı. O öğlen bizim için çok hoş geçti. Herkese tavsiye ederim. Toplantı masasını yemek masası haline getirdik. Özellikle katmer yeni denediğimiz bi lezzetti ve herkes çok beğendi.Katmeri yapan arkadaşımızın annesine çok teşekkürler. Tabiki tüm arkadaşların ellerine sağlık...


Günün en beğenilen lezzeti Katmer.


Islak Kek


Kıymalı Börek


Mercimek köftesi


Patates Salatası


Brokoli Salatası

EBRULİ MOR ŞAL



Merhaba,
Bu şalı geçen haftalarda örmüştüm. Bir türlü resmini koyamamıştım. Çok pratik bir şal. Önce haroşo örülerek orta kısmı tamamlanıyor. Sonra tığla arka etrafına örümcek örülüyor ve son sırasında ponpon yapılarak şal bitiriliyor. 2 buçuk yumak simli ve tüylü iplerden kullandım.




Not: İsteyen arkadaşlar olursa daha detaylı anlatabilirim.



22 Nisan 2009 Çarşamba

ÇİLEKLİ KURABİYE



Bu kurabiyeleri



Malzemeler:

125 gr. Margarin ( Oda sıcaklığında)
1.5 su bardağı Pudra şekeri
1 su bardağı Nişasta
3/4 su bardağı Çilek Püresi
5 adet Çilek
1 yumurta ( Oda sıcaklığında)
3.5 su bardağı Un
Yarım paket Kabartma tozu
Kırmızı Gıda boyası ( İsteğe Bağlı)

Yapılışı:

Öncelikle 250 gr kadar çilek yarım su bardağı pudra şekeriyle beraber rondodan geçirilerek püra halina getirilir. Daha sonra başka bir kapta margarin ve kalan 1 su bardağı pudra şekeri yoğrulur. Yumurta ve nişasta eklenir. Daha sonra çilek püresi eklenir. Karıştırıldıktan sonra un eklenmeye başlanır.Kabartma tozu ve boya da eklendikten sonra kulak memesi kıvamında bir hamur elde edilir. Kalan 5 adet çilek küçük küçük doğranarak hamura ilave edilir. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alınarak yuvarlanır. Çilek şekli verilir. Önceden ısıtılmış 180 Derece fırında 20 dakika pişirilir. Kurabiyeler fırından çıkartılıp soğuduktan sonra yeşil şeker hamuruyla çileklerin yaprakları yapılarak çileklerin tepesine bal yardımıyla yapıştırılak servis edilir.




Afiyet olsun...

20 Nisan 2009 Pazartesi

EMİRGAN'DA PİKNİK




12-19 Nisan arasında Büyükşehir Belediyesinin Lale festivali vardı. Bende çiçekleri çok severim. Bu göz şenliğini kaçırmamak için dün ailecek Emirgana gittik. Çok kalabalıktı. Ama laleler harikaydı. İstanbul da yaşayanlar için kaçırılmaması gereken bir göz şenliği. Nisan ayı lale mevsimi olduğundan bu ay bitmeden mutlaka gidin derim.



Biz giderken Kahvaltı yapıp öğleden sonra dönmeyi planlıyorduk. Ama orayı görünce çocuklar dönmek istemedi, akşama kadar ordaydık. Kahvaltıya gidiyoruz diye çok fazla bişey de yapmamıştık. Ben taze hindistan cevizli kek yaptım. Annem de Kıymalı börek yaptı. Yanında da kahvaltılık çeşitler götürmüştük. Ama bize bu kadarı da yetti.




Lalelerle Mevlana çizmişler. Burdan çok iyi anlaşılmıyor. Gerçeği çok hoş olmuş.

17 Nisan 2009 Cuma

BROKOLİ SALATASI



Bugün benim çok severek yediğim bir salatayı sizinle paylaşmak istiyorum. Hem çok sağlıklı hemde çok lezzetli.Kışın bu salatadan sıkça yapıyorum. Yiyen misafirlerimde oğlumda çok beğeniyorlar.

Malzemeler:
Yarım kilo Brokoli
3 adet Havuç
3-4 dal Taze Soğan
8-10 Adet kornişon turşusu
1 küçük kutu Konserve Mısır
Kırmızı lahana
10-12 dal Maydanoz
Zeytinyağı
1 adet Limon
tuz

Yapılışı:
Brokolileri küçük dallara ayırıp bol suyla yıkayın. Havuçları soyun ve yıkayıp halkalar halinde kesin. Brokolileri ve havuçları buharda 5 dakika pişirin. Diri diri kalmaları gerekiyor. Brokolilerin rengi değişmemeli, yeşil yeşil kalmalı.



Brokoli ve havuçlar soğurken ayrı bir kaba kornişonlar,soğanlar, maydanozlar ve kırmızı lahana doğranır. Soğuyan Brokoli ve havuçların üstüne doğradığımız malzemeyi ekleyelim. Mısırları ekleyelim. Limonunu sıkalım , yağ ve tuzunu ekleyip çok az karıştıralım. 1-2 saat buzdolabında dinlendirebilirsek Brokoliler sosun tadını iyice çekiyor ve daha lezzetli oluyor. Daha sonra servis yapalım.



Afiyet olsun...

13 Nisan 2009 Pazartesi

SÜNGER BOBLU PASTA



Oğlum Doruk bu yılki doğumgünü için 4 yaş çocuklarının tutkusu olan "Sünger Bob" lu ya da "Şimşek Mc Queen" li pasta istiyordu. Bu yıl pastasını ben yapmaya karar vermiştim. Araba yapmaktansa İlk Şeker hamurlu pastam için Sünger Bobun daha kolay olacağını düşündüm.



31 Ocaktaki Doğumgünü için pandispanyayı 2 gün önce iş dönüşü akşam yapmak durumunda kaldım. Hazırlanacak çok şey vardı. Planlarıma göre anca yetiştirebiliyordum.Pandispanya için hünerli bayanların yoğurtlu sade pandispanya tarifi nin 2 ölçeğini yaptım ve büyükçe dikdörtgen bir teflon tepside pişirdim. Çıkarması biraz zor oldu ama streç filme sarıp buzdolabına koydum.

Cumartesi sabahı erkenden kalkıp pastama kaldığım yerden devam ettim. Çok büyük olduğu için pandispanyayı 2 kata ayırabildim. 2 paket çiğ krema ve 200 gr bitter çikolatadan ganj hazırladım. Önceden hazırladığım pasta altlığının üstüne ilk katı koydum. Reçelli suyla ıslattım. Üzerine ganaj sürdüm. Muzları uzun dilimleyip yerleştirdim. Damla çikolata serpiştirdim. Biraz daha ganaj sürüp üzerine ikinci katı koydum. Bu katıda ıslattıktan sonra kalan ganajla tüm pastayı kapladım.

Sıra ilk defa aldığım şeker hamurundaydı. Bu kısımda annem bana yardımcı oldu. Renklendirdiğimiz hamurları güzelce tupperware'in hamur açıyla açtı. Sünger Bobun kravatını yaptık, gözlerini yaptık, gözlerini çizdik. En son sünger izleri için soda kapağıyla bastırarak son şeklini verip buzdolabına kaldırdık. Misafirler 2 de gelecekti saat 12 olmuştu bile. Baya koşturmacayla devam etti günümüz...



Hazırlıklar bittiğinde soframız hazırdı...

RENKLİ KURABİYELER




Oğlumun doğum günü için Royal icing li kurabiyeler yapmıştım. Şimdi onların resimlerini koyuyorum. Daha sonra tariflerinide koyacağım...

8 Nisan 2009 Çarşamba

ÇİKOLATALI MUZLU PASTA



Bu pastayı 22 şubatta iş arkadaşlarım bize geldiğinde yapmıştım. O zaman henüz bu blogu açmadığım için şimdi yazıyorum.

Pandispanyasını yine hünerli bayanların nişastalı sade pandispanya tarifi ni kullanarak bir gün önceden yaptım.

7 Nisan 2009 Salı

PONPON İPTEN ATKI



Bu kış ponpon ipler çok modaydı. Ben biraz geç kaldım örmek için ama sonunda kırmızı atkımı ördüm. Daha önce şişle örmüştüm. Şimdi tığla ördüm. Tığla örülen daha kolaymış. 15 dakika da bitti.


2 zincir çekip başladım. 3 ponpon bırakıp tekrar 2 zincir çektim.




Atkımı örmeye başladıktan 10 dakika sonraki durumu böyleydi. 15 dakikanın sonunda yeni bir atkım vardı. :-))))

Bu morlu atkıyı da daha önce şişle örmüştüm. Şişle örüldüğünde de atkının bitmesi 2 saat sürüyor.

KOÇAN MISIR AYIKLAYICISI


Bu mısır ayıklama aletini görünce çok pratik buldum. Sizinlede paylaşmak istedim. Sanırım henüz ülkemizde yok ama yakında gelirse alabilirim. Özellikle çocuklar için, mısırı koçanla pişirdikten sonra onlara yedirmek zor oluyor. Benim oğlum baya zorlanıyor yerken. Bir kısmını kendi yemesi için bırakıp kalanı bu aletle ayıklayıp yedirmek daha kolay olacaktır.

KURU MEYVELİ VE CEVİZLİ, GÜL KEK





Bugün anneme misafir gelecekmiş. Ona götürmek için dün akşam kek yaptım. Fakat servisi annemde yapılacağı için ben kalıptan çıkardıktan hemen sonra resmini çektim. Daha önceden yaptığım bir kek olduğundan ben tadını biliyorum. Umarım sizde denersiniz ve beğenirsiniz....


Malzemeler:

3 yumurta

1.5 su bardağı şeker

1 su bardağı süt

yarım su bardağı sıvı yağ
1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

3 çorba kaşığı karışık kuru meyve

3 çorba kaşığı parçalanmış ceviz


Yapılışı:

İlk önce kuru meyveler üzerine kaynamış su dökülerek beklemeye alınır.Daha sonra 3 yumurta ve 1.5 bardak şeker mikserle hızlı devirde 4 dakika çırpılır.Süt ve yağ eklenerek tekrar karıştırılır. Ayrı bir kapta un,vanilya ve kabartma tozu elenerek karıştırılır. Unlu karışım yumurtalı karışıma eklenir ve karıştırılır. Bu arada cevizler parçalanır (ben tupperware'in mini şefiyle parçaladım) ve kuru meyveler süzülür. Cevizler ve kuru meyveler hamura eklenir ve kaşıkla karıştırılır. Hamur silikon gül kalıba dökülür( Benimkinin markası silikomart ama artık farklı markalarda gül kalıp üretiyorlar). Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 40-50 dakika pişirilir. Fırından çıkan kekin rahatça kalıptan çıkması için yarım saat soğuması beklenir. Yarım saat sonra kenarlarından kontrol ederek çıkartılır. Üzerine pudra şekeri serpilerek de servis edilebilir.


Afiyet olsun...

6 Nisan 2009 Pazartesi

PRENSES TACI


Bu gün sizlerle işyerimdeki en yakın arkadaşım Didem'in yaptığı bir tatlının tarifini paylaşmak istiyorum. Geçen yıl onunda bir blogu vardı ve bu tarifi orda yayınlamıştı. Tupperware 'in Prenses tacı ile şekil verilen bir tatlı. Umarım denersiniz ve beğenirsiniz....


Malzemeler:

200 gr margarin

1 su bardağı un

4 su bardağı süt

1 su bardağı tozşeker

20 adet muzlu cicibebe bisküvisi

1 paket vanilya

Üzerine


3.5 su bardağı süt

1 paket kakaolu puding

Yapılışı

Margarini eritin ve unu ekleyin. Bir iki kez çevirip süt ve tozşekeri ilave edin. Bu karışımı, muhallebi kıvamı alana kadar karıştırarak pişirin. Daha sonra ocaktan alın ve vanilyayı katıp mikserden geçirin. İrice dövülmüş bebe bisküvilerini ilave edin. Islatılmış ve ortası delikli yuvarlak bir kek kalıbına muhallebiyi dökün.








Bir gece buzdolabında bekletin. Daha sonra kalıptan çıkarıp servis tabağına alın. Tekrar buzdolabına koyun. Bu arada kakaolu pudingi sütle pişirin. Ilınınca dolaptan aldığınız tatlının üzerine gezdirip dilimleyerek servis yapın.
Afiyet olsun....




YENİ BİR HAFTAYA MERHABA


Bu hafta size okurken çok beğendiğim bir yazıyla Merhaba demek istiyorum;

Hayat bir çocuğa nasıl anlatilmali?
Aylin Kotil,
Cumhuriyet Gazetesi- 23 Mayıs 2004


************************

Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama, yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmaya başladım:
Annelik uzun zaman alan ve günün yirmi dört saati devam eden adı 'insan yetiştirmek' olan bir iş. Bir kere bilmelisin ki, zaman alacak. Neye zaman harcarsan onun karşılığını alırsın. İşine zaman harcarsan işinden, eşine zaman harcarsan eşinden, çocuğuna zaman ayırırsan da ondan karşılığını alırsın. Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekmeden olgunlaşamayacağını... Kıskanmama yı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...


Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini. Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona. Her şeyin bir sonu olduğunu öğret. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini. Kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu, gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret. Kitaplardan keyif almasını, ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını, ama okumayı sevmesini öğret ona. Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum, ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı. Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret ona, sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını.


Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat. Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla. Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar, bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...


Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona. Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli olduğunu öğret. Alın terine saygıyı öğret ona. Aşk acısı çekmenin hiç aşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğret. Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini öğret, başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı... Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret. Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat.


Hayatı sorgulamayı öğret ona... Bilginin en büyük güç olduğunu öğret. Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, ama kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini öğret. Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini öğret ve haklıyken dik durmasını.
Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini öğret. Basit yaşaması gerektiğini öğret ona , çay içmekten keyif almayı... 'İstemiyorum', 'hayır' demeyi öğret ona , istediğinde ise 'istiyorum' demeyi, Sevdiğinde ise 'seni seviyorum' diyebilmeyi öğret ona. Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona. Temiz kokmasını...


Sorgusuz sevmeyi... El yazısı ile notlar yazmayı... Lafı dolandırmamayı... Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını, dostluğa yatırım yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden uzaklaşmasını öğret ona . Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını, İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona, en yoğun zamanda bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret... Ama en çok da kendini sevmesini öğret... Kendini sevmezse kimsenin onu sevmeyeceğini... Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi gerektiğini ...

Kendine özenli yemekler yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını ...
Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret ona...

3 Nisan 2009 Cuma

PAZAR FİLESİNE DÖNÜŞ


Pazar filesine dönüş blogunu 2 hafta önce gördüm ve çok sevindim. Benim gibi poşetlerden sıkılan ve bıkan insanları görmek beni mutlu etti. Biraz araştırdıktan sonra bende bir file örmeye karar verdim ve başladım. Fakat daha yeni bitirdiğim için henüz alış-verişe çıkamadım. Hem evde ördüklerimden artan iplikleri değerlendirmiş oldum hem de yeni bir filem oldu. Haftasonu ilk kez kullanacağım. Ne kadar kullanışlı olduğunu tekrar yazarım sizlere...
Bir poşetin 400 yıl yok olmadığını düşününce herkesin artık file ya da bez çanta kullanmasının ne kadar önemli olduğunu kavrayabiliriz.
Daha az poşet kullandığımız günler dilerim...


Bu da alışveriş dönüşü....

2 Nisan 2009 Perşembe

PERDE BONCUKLARI







4 ay önce yeni evimize taşındık. Salona şimdilerde çok moda olan ip perdelerden yaptırdım. Sonrasında aklımda hep aralarına boncuk takmak vardı ama bir türlü fırsat bulamamıştım. 2 hafta önce güneşin yüzünü gösterdiği ilk cumartesi günü annem,eşim ve oğlumla Eminönü'ne gittik. Marputçular hanı çoğunuz bilirsiniz sanırım. Binbirçeşit boncukların ve takı malzemelerinin satıldığı handır. Perde boncuğu diyince zaten biliyor satıcılar. Marputçularda kilosu 25 lira fakat diğer semtlerde 50 lira falan. Orda boncukları iyice inceleyip bi kombin yaptım. Bir sürü boncukla eve döndüm. İlk sırayı dizmek biraz uzun sürdü. Çünkü Yaklaşık 3 metre misinaya ölçüp ayarlamak gerekiyordu. İlkini dizdikten sonra perdelerin sonuna takılan stoplar vardır onlardan birine bağlayıp astım. Daha sonrakiler daha kolaydı, sırası belliydi artık. Bir dizisini dizmek 1 saat falan sürüyor ama sonunda asıpta bakınca tüm yorgunluğu geçiyor insanın. Dün akşam sonuncuyuda dizip bitirince hemen resmini çektim.



Evdeki küçük bir değişiklik bile insanın içini ferahlatıyor.



Herkese ferah günler dilerim.....



Blog Widget by LinkWithin

DORUK

Lilypie Kids Birthday tickers

BURAK

Lilypie Fifth Birthday tickers